Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
27 Aralık 1936 - Beyazıt Camii'nin avlusuna tek atlı bir arabayla bir tabut getirildi sessizce.Musalla taşında bir garip tabut.İstiklal marşı şairinin İstanbul'a geldiğinden kimsenin haberi yoktu.Bu yüzden de o tabutta büyük şairinin naaşının olabileceğini kimse tahmin bile edemiyordu. Bir kaç öğrenci bu kimsesiz cenazeyi merak ediyor ve yaklaşıyorlar. Tabutun üstündeki ismi okuduklarında ise gözlerine inanamıyorlar.Haber İstanbul Üniversitesine bomba gibi düşüyor ve ortalık bir anda ana-baba gününe dönüyor.Üniversite yönetiminin bütün uyarılarına rağmen yüzlerce öğrenci Cenaze namazını kılmak için Beyazıt Camii'nin avlusunda bir araya geliyor.Zamanın durduğu anlardan birisi , herkes ağlıyor. Vatan şairinin cenazesine katılan öğrencilerden birisi olan Prof.Dr.Sulhi Dönmezer o anı anlatıyor ;
'' Bizler bu alana geldiğimizde, namaz saatinin yaklaşmış bulunmasına rağmen bir tabuta rastlamadık, hep birlikte bekliyoruz. Birden lokantanın ön kısmını bir cenaze otomobilinin geldiğini gördük, iki kişi üzerine örtü dahi konmamış bir tabutu indirdiler. Yoksul bir fakirin cenazesinin getirildiğini düşünerek bir kısım arkadaşlar yardıma teşebbüs ettiler. Fakat tabutun Mehmet Akif'e ait bulunduğu anlaşılınca bir anda yüzler genç ağlamaya başladı. …Gençler hemen Emin Efendi Lokantasının bayrağını alarak tabutun üstüne örttüler. Sonra merhumun bir kısım arkadaşları gelmeye başladı ama ne Vali,ne Belediye Reisi ve ne de tek partinin yöneticilerinden hiç kimse ortalarda yoktu.”
İfade Kullanİfade Kullan